Ah günlerin vuslatı kırık, şarabı perişan!
Toprağı kandırılmış körpecik ölü…
Gel çaylar demleyelim kavalı lokman bir çağrıdan
Yamacı yeşil bir sohbetin şekerini karıştıra karıştıra
yaslı tellerimizin pasını alsın narbülbülü
Günaydınçiçeğim, ince sabahım
İki yumak kuş sesinden hırkalar örelim sımsıcak
Gel, nereden istersen oradan başlayalım
Minnacık bir aklın sabahından
doğacak utkuyu konuşalım imkansıza
Kısrağımız sabırsız, kaçak mı kaçak!..
Solgun yerlerini hayatın
hem öpüp hem koklayalım
Ah, yol bize bakıyor, kırlarımız kırışmadan
toplayalım dengimizi çabucak!
Çatlamış bir kırmızıdan ne çıkarsa bahtımıza!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder